Saturday, November 27, 2010

PONTUS GÜZELİ



Fındıktan bir biblo
Her yanı kin bir mızrağın arsız sivriliğinde
Pontus güzeli yüreğimin en kırılgan yerinde
Kanayışım dalga dalga hayallere yayılır
Artık dertler keman telinden ince
Bilmedin ki şairler de yanılır.

Ankara sokakları gölge mezarı
Ankara ayazları titreyen azap
Pontus güzeli mermerden bir sevgi narinliğinde
Bilsen
Varlığın dalgalarda şavkıyan tablo
Şeffaf enginliklere kolay mı ulaşılır
Bilir misin sen
Fındık fındık yüreğime batarsın
Ancak yok olursan yokluğuna alışılır

Olmaz olasıca!

Wednesday, November 03, 2010

HALLELUYAH




Yanmış Bedenlerin tezgahı gül bahçeleri
Şükür diyeceğim kirli ellerde esnafçıl titreklikler
Limelenmedik bugün halleluyah
Gözler güller dermez ama olsun
Sıcak çikolata kıvamındaymış beyinler

Başımı metalden sancılara yaslayacağım
Kanserli gırtlaklardan ezan sesleri
Bu cihangirliği de kazaya bırakacağım
Elası incelmiş gözlerde asit yağmuru
Ve ha geldiler ha geliyor tabelaları kasılacak yollarımda

Persçe bir tını ensemi tokatlarken
Bilal bedenleri göreceğim tevrattan kayalarda
Kayalar güneş yanığı
Kayalar asitle cilalı ve esmer yazgıların tozlu noktası
Sus diyecekler
Bu karamsarlık hayra alamet değil
Bilmezden gelmesinler
Deccalin tohum kustuğu bir çağın çocuğuyum
Güller filizlenmeyecek ellerimde…