YABANCI
Hangi dilber tırnaklarıma mızrak çakacak
Hangi kilite diyar yaralı dudaklarım
Bir kuru rüzgar savuracak kırıklarımı
Gözlerim dibi kurtlu kör bir kaba akacak
Diyar bir çelişki Arafının mermerlerinden
Bir kanayış volkanına yollar taşıyor
Lime lime tel tel sökülüyorken sema
Çöller yıldızlar kadar berraklaşıyor
Oysa ben
Bir yosmanın ağzındaki çürük sakızım
Bazen bir seccadenin çatlak köşesi
Gündüz korkularıma düşler yağarken
Kabuslarımda ballanır varoluş sızım
Bazen serkeş bir kahraman dünya yürekli
Bazen eli şişeli bir hayırsızım
Adımı koyan boşluğun dehlizlerinden
Seraplarıma kor çiviler yağarken
Bir Tavusum korkuyla meraklanan
Göz kapaklarımdan kırmızı tüller
Savrulur karalara akıp aklanan
Hangi kalem kan kusar ellerime
Hangi sevda içli içli baharlar ağlar
Nasıl bir yurt burası bellerde dağlar
Hangi Dumrul uğrayacak tozlaşmış yollarıma
Bir bakışlık rengim kaldı sadece
Bir çığlıklık acım
Bir yüreklik sızım kaldı yanık mı yanık
Hangi özlemi taşıyor şu paslı çarmıh
Hangi çocuğun elinden bu yosunlu taş
Wednesday, September 20, 2006
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment